8 Temmuz 2016 Cuma

Efsane | Kitap Yorumu

Yeni dönem ''efsane''leri...

Efsane serisi de ben hariç neredeyse tüm kitapseverlerin okumuş olduğu ve çok beğendiği bir seriydi. Hal böyle olunca dedim ki ''Ben de bir okuyayım, bakalım neymiş bu Efsane?''


Orijinal Adı: Legend
Yazarı: Marie Lu
Çevirmen: Sefa Emre İlikli
Yayınevi: Pegasus

Gerçek, Efsane'ye dönüşecek
Bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri'nin batı kıyısı olarak bilinen yerde şimdi Cumhuriyet adında, komşularıyla sürekli savaşan bir ülke vardır. 
Cumhuriyet'in seçkin sınıfından gelen on beş yaşındaki üstün yetenekli June, askerî bir dehaya sahiptir. İtaatkâr, hırslı ve kendini ülkesine adamış bu genç kız onun uğruna her şeyi yapmaya hazırdır. 
Fakir bir aileden gelen on beş yaşındaki Day ise ülkenin en çok aranan suçlusu ve bir devlet düşmanıdır. 
Kendisi gibi asker olan ağabeyi Metias öldürülünce June, Day'in peşine düşer. İnandıkları şeyler uğruna savaşan bu iki gencin kesişen yolları, onları Cumhuriyet'in karanlık sırlarına götürecektir.

*Direkt yoruma geçmeden önce resim için bir açıklama yapacağım. Kitabın ülkemizdeki kapağını koymayı isterdim ancak istediğim kalitede bulamayınca orijinal kapağını koymak zorunda kaldım. Zaten ülkemizde de tasarımı aynı olduğu için sorun olmaz diye düşündüm.



Kitaba girişte de bahsettiğim gibi büyük beklentilerle başladım. O kadar kişi beğendiğine göre bir şey olmalı bu kitapta dedim. Ama üzülerek söylüyorum ki beklentimi hiç karşılamadı. Kitaba berbat, kötü vb. mi diyorum? Hayır, orası size kalmış. Şimdi neden beklentimi karşılamadığından bahsedeceğim.

Bu kitapta olduğu gibi birçok kitapta daha beni fazlasıyla rahatsız eden bir durum var. Karakterlerin yaşı çok küçük. Efsane'de Day ve June 15-16 yaşlarındalar. Yaşlarımız çok yakın ama yaptıklarımız birbirinden çok uzak. Hani tabii ki bir hırsız veya deha falan değiliz fakat bu kadar da olmaz. Düşündükleri, yaptıkları, yapabileceklerine inandıkları fazla olgun. Nedense yabancı ülkelerin (özellikle Amerika) ergenlerden beklentileri çok büyük. (''beklenti'' kelimesini ne kadar da çok kullandım :D) Filmler ve Filimler diye bir youtube kanalı var, belki denk gelmişsinizdir. Parodilerinde bu konuyla ilgili çok komik yerler vardı. Aklıma geldikçe gülüyorum :D

Kitaptaki karakterlere karşı bir türlü yakın hissedemedim. Halbuki yaşıttık, değil mi? İçinizden ''Day öyle olmak zorundaydı, sen rahatsın tabii.'' dediğinizi duyabiliyorum. İşte tam da bu yüzden yakınlık hissedemedim. Day aranan bir suçluydu, June çok zeki biriydi. Nasıl yakın hissedebilirim ki? Ne ben böyle biriyim ne de çevremde böyle insanlar var. Hadi diyelim ki benim çevrem darmış, bu yaşta yapabildiklerine ne demeli? Yaşa taktım, farkındayım. Bi' düşünün. Ya benim çevremdekiler yaşlarının çok gerisinde kalmışlar ya da Amerika ergenleri destekleme konusunda çağ atlamış. Bakın size çok basit bir örnek vereyim. Harry Potter kitaplarında Harry'nin hem çocukluk hem de ergenlik dönemlerine tanık olduk. Ama o yaşının gerektirdiği şekilde hareket ediyordu. O da cesurdu, onun da başında koskocaman bir bela (Voldemort'tan bahsediyoruz burada, boru mu) vardı fakat ben onu kendime çok yakın hissetmiştim. Umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir.

Kitap distopya, öyle geçiyor. Bence ağırlık romantikteydi. Başından beri bildiğimiz Day & June birlikteliği hiç sapmaya uğramadı. Kitabın sonuna kadar bu birlikteliğin olacağını bilerek doğru yoldan çıkmadık yani sjsjsj (artık böyle güleceğim, daha samimi sjsjs) Olmasın demiyorum, aşk olmalı ama her şeyin de bir sınırı var.

Kitabı okumayanlar atlasın, bu paragrafta kitaptaki tek şaşırtıcı şey yazacak! 
Kitap bir yerde bana ters köşe yaptı. Metias'ın katili... Hiç beklemiyordum. Bir de fav karakterim çıktı ya ona üzülüyorum. Aslında üzülmüyorum. Bana ne sjsjsjs

Bir de çeviri kitaplarda çevirmenin payı çok büyük. Çevirmen iyiyse kitap iyileşiyor, kötüyse yerin dibine giriyor. Bu kitapta da biraz öyle bir durum oldu. Mesela ama'lar arka arkaya kullanılmıştı ve bu da bir obsesif olarak gözüme battı açıkçası sjsjsjs. Tabii bunu eksikten saymıyorum, burada ne yazarın ne de kitabın suçu var. Hatalar yapılabilir.



Başta da belirttiğim gibi kitaba büyük beklentiyle başlamasaydım, nacizane puanım daha yüksek olurdu.
Şu yaş olayına hep takıldım, hep takılacağım. ''Okuma o zaman.'' dediğinizi duyabiliyorum ve okumaya devam edeceğim sjsjsjs.
Bazen romantik ağırlıklı kitapların bize distopya diye yutturulduğundan korkmuyor değilim.
Benim de bu kitap için yorumum böyle. İster okuyun ister okumayın. Siz bilirsiniz. Kitabı beğenenler daha çok sonuçta.

Görüşürüz. Kendinize iyi bakın!

Disney happy cute hello amy poehler


- E. N. Falconson

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder