29 Nisan 2016 Cuma

Tek Yazı Tüm Ben

Merhaba!

Ne kadar sıradan bir kelime, öyle değil mi? Her gün duyduğumuz, tanıdığımız birini gördüğümüzde aklımıza ilk gelen sözcüklerden. Kankalarımıza, arkadaşlarımıza, arkadaş gibi göründüklerimize, ailemize, sevmediklerimize hatta nefret ettiklerimize bile söyleriz bunu. Dolayısıyla benim de aklıma ilk bu sözcük geldi: Merhaba!

Uzun zamandır bir blogum olsun istiyordum. Arkadaşımın ortak bir bookstagram hesabı açmasıyla (isim aynı @bengibitig, onda da daha paylaşımlara başlamadık.) ben de bir blog açmaya karar verdim. Bunu da ortak kullanmayı düşünüyoruz. Bu da benim ''Artık ben de aranızdayım, hadi tanışalım!'' yazım. 



Blog yazarı olmak tuhaf bir şeye benziyor. Hem yazar hem de okur için. Ben genelde okur tarafındaydım ve o zaman da bu bana büyüleyici gelirdi. Çünkü bazen aklınızdan öyle şeyler geçer ki ''Bunu benden başka düşünen de var mıdır acaba?'' dersiniz ve Bay Google'a anahtar kelimeleri yazdınız mı karşınıza bir sürü insanın konu hakkında düşünceleri, araştırmaları vb. çıkar. Onlara bakınırken fikirlerinizde hiç de yalnız olmadığınızı görürsünüz. Evet, bunu yaşadığınızı varsayıyorum. Çünkü nedense kendisi gibi düşünenleri bulmak insanı sevindiriyor. 



Ama yazar olmak apayrı... Cesaretli olmak da gerekiyor mesela. Deneme benzeri bir yazı yazmak istiyorsun diyelim. Düşüncelerini insanlarla paylaşacaksın ve yandaş bulabileceğin gibi sana karşı cephe alanların da olacağı aklına gelir. Açıkçası bu insanın kişiliği  ile ilgili de denebilir. Eleştiriyi kaldırabilmek lazım öncelikle. Hoşgörülü olmak da gerekir... Burada bana sövün demiyorum tabii, sadece eleştiriyi kabul ettiğimi söylüyorum. İleride iyi bir roman yazarı olmak da istediğim için bu yaşlarımda hatalarımı düzeltmem için bana yardımcı olmanız benim açımdan çok önemli.



Gelelim asıl konuya... Ben kimim? Konu bunun üzerineydi, iyice kaydırdım. İsmim Elif ama siz bana Falconson diyebilirsiniz. Ya da Elif deyin. Siz bilirsiniz. Neden Falconson derseniz eğer... yakında çözersiniz. Bir ipucu vereyim: Kelimelerin Türkçe anlamlarına bir bakın.



Genel olarak kararsız bir insanım. Favori rengim yoktur mesela. Bir mor derim, sonra sarıya kayarım, ertesi gün siyah çekici gelir... Kendi başıma bir seçim yapamam. Diyelim bir tişört almak istiyorum ve ikisinin arasında kaldım. İkisini de almam. (Bu bir romanda da geçmişti galiba, tam hatırlayamadım :D) Buradan kolaya kaçan bir tip olduğumu da anlayabilirsiniz.  



Asosyalimdir. Ve bu halimden gayet memnunum. Bazen herkesle arkadaş olan insanlara özeniyor gibi oluyorum. Geçen yaz dedim hadi ben de arkadaş edineyim, bir arkadaş grubuyla takılayım. Yok, olmuyor. Dart, voleybol, bilardo falan oynayalım diyorlar. Ben hiç bilmiyorum onları. :D Yani tamam voleybolu tabii ki az buçuk biliyorum ama cesur ve kendine güvenen biri olduğumu söyleyemeyeceğim için oynamamamın asıl nedenini de anlamışsınızdır. Kaybetme korkusu... Kaybetmeyi hiç sevmem. Her neyse :D Bana uyan yalnız yapılan aktiviteler. Ya da zevklerinin aynı olduğu birkaç arkadaşın olacak, onlarla konuşacaksın falan filan. Öyle arkadaş grubuymuş, takılmalarmış; hiç bana uymaz. Sanırım bende bağlanma problemi var. :D


Bu konulara girmeyecektim ama bende geek'lik potansiyeli de var. Maalesef bir çizgi roman okuyucusu değilim ama yakında o da olacak Allah izin verirse. :D 

Marvel, DC ve Harry Potter severlerle daima konuşmaya hazırım. :D

Kısa ve öz olarak ben buyum. Dışarıdan bir zombiye benziyor olabilirim ( bu hale gelmemin tek sebebi okul ve oradaki parazitler) ama içimde öyle bir dünya var ki herkesin kaybolacağını bildiği halde gezmek için can attığı bir yer... Bu blog da benim iç dünyamın dışa açılan kapısı olacağına göre size bu eğlence ve her şeye karşı farklı bakış açısı için bedava bir bilet hediye etmiş oluyorum. (Not: İçinden ''Umarım fazla iddialı ve kendini beğenmiş olmamıştır.'' diyor.) 

Seyahat çantanızı hazırlayın! Falconson'ın Dünyası'na girmek üzeresiniz.  


 

NOT: Bir derdiniz, sıkıntınız varsa benimle paylaşabilirsiniz. Psikoloji ilgimi çeken bir alan. Bu konuda da fena değilim hani. Yorumlarınızı bekliyorum. 

-E.N. FALCONSON